şeker, un, vişneli sos, glikoz şurubu, vişne konsantresi, kıvam arttırıcı, asit düzenleyici,
potasyum sorbat, karmin, bitkisel yağ, nem tutucu, kakao tozu, pastorize yumurta,
tuz, emülgatör, mono ve digliseritler, poligisarol, soya, lesitin,sodyum bikarbonat,
sodyum asit, pirofosfat, aroma, ksantan zamk, fındık, ceviz, antep fıstığı, badem, süt...
yukarıda birbirinden farklı tam 30 çeşit ürün ismi yazdım.
bunların tümü bir araya gelip karıştırıldığında
piyasadaki satış fiyatı 50 kuruş olan bir ürün ortaya çıkıyor.
üşenmedim araştırdım ve gördümki burada garip bir durum var,
zira yukarıya yazdığım birbirindn farklı 30 çeşit ürünün her biri
kendi başına kocaman bir sektör.
yani örneğin emülgatörün tüm dünyadaki yıllık tüketimi milyar dolarlar ile telafuz ediliyor
ki bu yukarıda adı geçen her bir ürün için neredeyse aynı.
yani ismi geçen her ürün kendi başına dev bir sektör,
her birinin arkasında dev firmalar, onbinlerce çalışan var.
30 tane farklı ürünü yan yana getirip buna bir de ambalajı eklediğinizde
ortaya 50 kuruşluk bir ürün çıkıyor ki beni şaşırtan nokta bu.
ya yediğimiz çikolata değil
ya da eğer yediğimiz çikolata ise ürünün karşılığı 50 kuruş olamaz.
lütfen hemen ilk akla gelen düşünce olan teknolojik makinalar maliyeti düşürür
düşüncesinden sıyrılalım çünkü bence yediklerimiz çikolata değil.
bakın bir gün paris'te dolaşırken 100 küsur yıl önce kurulmuş çikolatacı bir aile şirketi buldum.
içeri daldım ve ürünlere bakmaya başladım. ilk dikkatimi çeken şey ürünlerin satış fiyatları oldu
zira normalde dışarıdan alındığında atıyorum 1 lira olan şey orada 5-6 lira civarındaydı.
dayanamadım sordum adama bu kadar fark neden diye,
yüzüme baktı ve kakaonun kilosu kaç para biliyormusun dedi...
yediğim neredeyse her ürünün içeriğini okurum,
siz de okuyun göreceksiniz ki her yediğimiz ürünün içinde onlarca farklı ürün var.
ya yediklerimiz satılan ürün değil
ya da biz geçirilmeye çok alışmışız...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder