şanslı bir adamım
zira yaklaşık 20 yıldır işim dolayısı ile
dünyanın dört bir yanını dolaştım.
karakterimde gözlemcilik olduğundan da 20 yıldır
dünyadaki birbirinden farklı onlarca milleti, tavırlarını gözlemledim.
gözlem insana karşındakinin davranış şemasını anlatır.
yani bir insanı gerçek anlamda tanımak
onun olan olaylar karşısındaki tepkilerini gözlemleyerek gerçekleşir.
ilişkilerimizde en çok kullandığımız kelimelerden biri de
"tanımak"tır.
onu tanıyorum, onu artık tanıyamıyorum, tanıdığım kişi şunu şöyler yapardı vesaire...
eğer birini tanıyorsak belirli bir süre geçtiğinde bile onu tanıyor olmalıyız.
örneğin ikili ilişkilerde en çok karşılaştığımız durumdur tanıma/tanıyamama.
ama tanıma işine gereken önemi göstermediğimizden
ikili ilişkilerimiz ne yazık ki dilediğimiz gibi olmuyor.
çevrenizdekilere yaşadığı ilişkiden tam anlamıyla mutlu kaç kişi var diye sorun
alacağınız cevaplarda göreceksiniz ki çoğu insan mutsuz.
nedenini sorduğunda ise en çok alınan cevap ;
"artık o benim eskiden tanıdığım insan değil..."
o halde bir yerde hata var. zaten olmasa herkes mutlu olurdu.
peki hata nerede? en kolayından kullandığımız kelimede
tanımak kökünde hangi kelimeyi barındırır?
-tanı...
peki bu kelimeyi kim kullanır?
doktorlar.
ne için kullanırlar?
bilinmeyeni açıklayabilmek için.
yani tanı ile bilinmeyen arasında bir örüntü var.
demek ki tanımak ile bilmemek doğru orantılı.
hal böyle olunca birini tanımak onu aynı anda bilmemek anlamına da geliyor.
her doktor tanı koyar, kimi doğru kimi de yanlıştır.
o halde tanı-mak içinde yanlışı da barındırabilecek bir kelimedir.
bu demek oluyor ki yaşadığımız bir ilişki içinde yanlış barındırabilir.
eee o zaman ne yapacağız?
çok basit.
karşımızdaki insanı bileceğiz.
tanımak yerine o insanı bilirsek
olayın içine bir yanlış karışmaz.
örnek verelim ;
2x2 kaç eder?
cevap basit 4. neden basit?
çünkü biliyoruz.
karşımızdaki insanı bilmek için neye ihtiyacımız var?
onu gözlemlemeye.
öyle yıllara falan gerek yok.birkaç ay bir insanı bilmek için yeterlidir.
nasıl mı?
karşınızdaki kişiyi düşünün
ve onun hangi olaylar karşısında aynı tepkileri verdiğini bir kenara yazın.
göreceksiniz ki bir çok birbirine bağlı olayda o kişi aynı tepkileri verecektir.
yaşamadığınız bir olay karşısında ne tepki vereceğini bilmediğiniz durumlarda ise
kafanızdan senaryolar yaratın ve karşınızdakine senaryoyu anlatıp
böyle bir durum karşısında nasıl davranacağını sorun.
vereceği cevapları unutmadığınızda ise
karşınızdakini bilmiş olacaksınız.
bir şeyi bilmek bizi yanlış yapmaktan korur.
yani 2x2 örneğini binlerce kezde sorsak cevabı hep aynı verirsiniz 4.
insanı tanımayın onu bilin.
hangi durumda ne yapabileceğini
ne zaman nasıl davranabileceğini
nelere karşı olduğunu, kimlerle iyi anlaşıp anlaşamadığını bilin.
bilmek doğrudan gelir
tanımak ise dediğimiz gibi içinde yanlışı barındırır.
elimizde doğrusu varken
neden başka ihtimalleri içinde barındıranı kullanalım ki?
bu tip kelimelerin yarattığı farklılıklarda
ben direk ingilizceye bakarım.
sokakta tanımadığımız biri yanımıza gelip konuştuğunda ne sorarız?
-seni tanıyor muyum?
peki ingilizcede bu nasıl?
- do i know you? tam türkçesi ne?
seni biliyor muyum?
bir kişi ile uzun süreli mutluluk mu istiyorsunuz?
onu tanımakla uğraşmayın, onu bilin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder