17 Haziran 2010 Perşembe

Korku...

hepimiz birşelerden korkuyoruz.
hemde öldüğümüz ana kadar.
büyük ya da küçük ama hepimiz birşeylerden korkuyoruz.
birine küçük gelen korku bir diğerimize dünya sonu büyüklüğünde geliyor.
herkes, hepimiz hep korkuyoruz.
peki ama niye korkuyoruz?
niye korktuğumuzu çözebilmek için önce nelerden korktuğumuz kendimize itiraf etmemiz gerekir.
bizler başkaları ile paylaşmadıkça hiç kimse bizlerin nelerden korktuğunu bilemez.
örneğin beni tanıyanlar hatta çok iyi tanıdığını iddia edenler bir zamanlar fareden korktuğumu bilmezler.
bir zamanlar diyorum zira fare korkum üzerine bir çalışma yaptım.
şimdi farden korkuyor muyum? bunun cevabını şimdilik bilemiyorum
zira o çalışmayı yaptıktan beri hiç fare ile karşılaşmadım.
önce nelerden korktuğumuzu kendimize karşı dürüst olarak bir kağıda yazalım
küçük ya da büyük korku diye ayırmadan hepsini yazalım.
teker teker tüm korkularımızı düşünüp kağıda dökelim.
ve işe o kağıda yazdığımız ve bize "küçük" gelen bir korkumuzla başlayalım.
örneğin bir çok insanda var olan böcek korkusu.
küçücük bir böcek bizi önce korkutur sonra iğrendirir
ama böcek ile empati kurmaya çalışırsak aslında bu böcek korkumuzun
ne denli komik olduğunu anlarız.
vücutsal orantıya baktığımızda bir hamamböceği bir insanın binde biri kadardır.
işte bizim korku dediğimiz aslında tam anlamıyla büyük bir "komedi" olan olay da burada başlıyor.
bizim binde birimiz kadar olan, gücü hiç bir şekilde bize bir şey yapmaya yetmeyecek
küçücük bir yaratık bizi donumuza korkuturken acaba bize bakınca ne düşünüyordur?
hayvanlar düşünmez diyen olursa diye düzeltelim içgüdüsü ona ne anlatıyordur acaba?
bir düşünün normal bir insan boyutunun tam bin katı kadar büyüklükte bir varlık bir yaratık
tam karşınızda duruyor ve size bakınca tir tir titriyor, hopluyor zıplıyor,
kanapenin üstüne kaçıyor ya da elinde bir terlikle sizi kovalıyor.
komik değil mi?
ulan bin katım kadar olmuşsun ama hala altına ediyorsun demezler mi o dev yaratığa :)
korkularımızdan kurtulmanın ilk yolu kağıdımıza yazdığımız küçük ve gözle görebildiğimiz
korkularla işe başlamaktır ki böcek buna bir örnektir.
korkularımızı yukarıdaki böcek-insan-dev örneği gibi örnekleyip
mantıklı bir halde düşünürsek
korktuğumuz şeyden korkmanın mantıksız olduğunu görmeye başlarız.
eğer mantık kendine göre mantıklı bir açıklama bulursa önce sakinleşir
sonra düşünmeye başlar
ve bir süre sonra ondan korkmamaya başlar.
korkularımızdan kurtulmak için bu örneği devamlı yapmalıyız.
ancak her seferinde bir korku için.
tüm korkularımız için aynı anda mantıksal örnekler bulursak mantık bizi yine bloke edip
korkmamıza devam edecektir.
gelelim elle tutamadığımız gözle göremediğimiz korkularımıza
örneğin başarısız olma korkusu, ölüm korkusu veya yanlız kalma korkusu.
bunlar gibi onlarca korku örneklerimiz var
ancak bilmemiz gerekn tek bir şey var ki
elle tutamayıp gözle göremediğimiz her korkumuzu biz yarattık veya bize zaman içerisinde aşılandı.
bizler için o korkular artık bir parçamız.
ben de diyorum ki "hayır onlar bizim bir parçamız değil ve onların hepsinden teker teker kurtulabiliriz"
önemli olan bunu istemek ve kısa bir süre için disiplinli çalışmak.
elle tutamayıp gözle göremediğimiz duygusal korkularımızdan nasıl kurtulabileceğimizin kolay açıklamaları var
ancak ben bu yazıyı okuyanların nelerden korktuklarını bilmiyorum.
eğer bunlardan gerçekten kurtulmak istiyorsanız
s.benezra@neseplastik.com adresine korkunuzun ne olduğunu mail olarak gönderin
sonrasını beraber kolaylıkla hallederiz...