10 Şubat 2012 Cuma

Kar, Sabır, Bilgi...

kar yağıyor ya durmadan,
çıktım balkona izlemek için
zira doğa çok bağımsız, hiç insan gibi değil
yağacağım dediğinde yağıyor, duracağım dediğinde duruyor.
çok severim doğanın bu bağımsız duruşuna.
neyse dolambaça sokmayalım lafı ;
kar doğanın en sessiz halidir.
dikkat etmişsinizdir kar yağarken doğayı bilinmez bir sessizlik kaplar.
çıt çıkmaz o an hiç bir şeyden, kuş bile ciklemez.
tüm doğa ve ona ait olanlar sanki kara saygı gösterir gibisinden
susar ve kenara çekilip sahneyi kara bırakırlar.
işte kara duyulan bu saygı doğayı anlayıp kendimize katabileceğimiz bir derstir aslında.
kar hiç telaş etmez yağarken, yağmur gibi aceleye getirmez işini.
yavaş yavaş dökülür gökten ve düşeceği yerin planını yapmaz.
yani sabırlıdır kar. doğa da karın bu sabrına sabırla bekleyerek karşılık verir.
zira doğa karın yağmasındaki hayrı, getirip götüreceklerini çok iyi bilir.
karın yağışını seyredip bu yazdıklarımı düşünürken
doğanın gösterdiği sabrı da düşündüm.
dedim doğa gibi sabırlı olmak için insanın neye ihtiyacı var?
düşününce de buldum : sabır ancak ve ancak bilgi ile gelir.
bilgilendikçe sabretmeyi öğrenebiliyoruz.
doğa yaradılışı itibarı ile bu konuda bizden önde,
bizden önde olanın izlediği yolu anlayıp, takip edersek
o zaman bizde bir gün doğanın sabrına ve bileliğine ulaşabiliriz.
ama işe başlamak için ihtiyacımız olan ilk anahtar bilgi.
peki ne hakkında bilgi? bilginin boşu dolusu olmaz.
herşey hakkındaki bilgi bizi sabır konusunda bir adım öteye taşır.
bilgili olmak için önce istemek sonra kendimize zaman vermek gerekir.
örneğin kırmızı elma dalında iken önce çiçek oluyor sonra yemiş haline geliyor
daha sonra yeşil oluyor ve en sonunda yenebilecek hale geliyor.
ne yaparsak yapalım bu süreci uzatamıyor yada kısaltamıyoruz.
zira elma ağacındaki tohum önce çiçek olmak istiyor ve bunun için kendine zaman veriyor
sabrediyor, bekliyor ve yemiş haline geliyor.
yine fırlamıyor yırtık dondan fırlar gibi : aaaa hadi ben oldum artık demiyor.
yine bekliyor taa ki yeşil olana kadar ve en sonunda mükemmellik derecesine
yani kırmızı haline ulaşıyor ve yenebilir oluyor.
kara baktım bunları gördüm...