3 Ağustos 2010 Salı

Ama...

seni seviyorum ama...
sana bu iyiliği yaparım ama...
bunu alabilirsin ama...
çok iyi birisin ama...
epey bir süredir taktım kafayı "ama"ya.
önce ilgimi çeken nokta pozitif başlayan bir cümlenin bağlacı olarak
peşinden sürükleyeceği negatif cümleye yer açması oldu.
ve takip etmeye başladım. uzun süre takip ettim insanları ve artık eminim.
ama kelimesini insan pozitifi negatife bağlamak için kullanıyor.
peki dedim bunu bulduk o halde insan neden negatif bir şey söylemek için  önce pozitifle başlıyor?
ve bu seferde insanları bu gözle takip etmeye başladım.
çok nadir istisnalar dışında gördüm ki insan karşısındakini
kırmamak, üzmemek veya sinirlendirmemek için onun hakkında söyleyeceği negatif şeyi
önce pozitif cümle ile allıyor pulluyor ki böylece karşısındakinin gardını indiriyor
ve sonra "ama" ile bitiriyor ki karşısındaki ona ters davranmasın.
sana kötü birşey söylüyorum "ama" bana kızma...
bunu kendimce çözdükten sonra ama yerine geçen başka bir bağlaç bulabilirmiyim diye uğraştım
bulamadım.
her "ama" dediğimde beni gerçekten rahatsız etmeye başladı bu kelime.
çünkü ortasında "ama" olupta pozitif biten cümlelerin çok az olduğunu farkettim.
bir şekilde bu bağlacın beni esir almasından kurtulmalıydım.
ama ya en yakın aynı işe yarayabilecek "yine de" demeye başladım
ancak o da bazı yerlerde saçma kaçmaya başladı.
bir gün televizyonda budist rahiplerin konuşmalarına şahit oldum.
budist rahipler karşısındakini dinliyor fakat cümleye "ama" ile başlamıyorlardı.
ilgimi çekti, takip etmeye başladım. ve sonunda anladım ki cümle ortasında kullandığımız "ama"
sadece pozitifi negatife çevirmek için değil
aynı zamanda karşımızdakinin düşüncesini değiştirmek için de kullanılıyor.
bunu kavradığım anda çözüm zaten kendinden geldi,
karşımndaki bana uymayan bir şey söylediğinde cümleme "ama" ile başlamak yerine
aynı cümleyi "ama"sız kurmaya başladım.
önceleri bu bağlacı kullanmak zorundayım diye otomatik düşünürken
artık "ama"nın sadece bir bağlaç olduğunu ve ben ne zaman istersem o zaman kullanabileceğimi farkettim.
ama çok güçlü bir bağlaç ve ne yazık ki negatif güç yüklü bir bağlaç.
sokaktan geçen 100 kişiye bu hayattan beklentin nedir diye sorun
en az 95 tanesi "mutlu olmak" der. ama mutlu olmak için ne yapması gerektiğini düşünmez.
hayatımızda olan negatiflerin sayısını indirmek mutlu olma yolunda atılmış bir adım değil midir?
hiç kullanılmasın demiyorum. elimizden geldiğince az kullanırsak beynimizde oluşan
ve ağzımızdan dışarı çıkan negatif söylemleri azaltmış oluruz.
amasız günler dileği ile...