27 Ocak 2011 Perşembe

Dıştan İçe, İçten Dışa...

39 yaşımın yaklaşık 35 tanesini dışa dönük yaşayarak geçirdim.
yaradılış itibarı ile dışa dönük yaşayan varlıklarız.
kulaklarımız dışarıdan gelen sesleri duyar
gözlerimiz dışımızdakileri görür
ağzımız dışarıdan girenlerin tadına bakar
ellerimiz dışarıdakilere dokunur
burnumuzda aynı şekilde dıştakileri koklar.
insan olarak 5 duyumuz dışa dayalı
son bir kaç yıldır ise iç keşfimi yaşıyorum
önceleri zor gelmişti dıştan içe dönmek
alışmışım 35 yıl dışa dönükleri kullanmaya
ama anladımki sınırsızlık dışta değil içte
gözün görmediklerini
kulağın duymadıklarını
iç görüler sınırsızca veriyor.
iç yolculuğa başladın mı git gidebildiğin kadar
ne sınır var ne de durduran
sensin teksin sadece
benim tekim sadece.
öyle bir keşifki bu
şekli yok
kokusu yok
sesi yok
hiçbirşeyi yok
ama herşeyi var
sadece farklı.
farklı olabilmeye açabildiğinde kafanı
zorluklarını da getiriyor
ama öyle bir doyuruyor ki
öyle değişik tatmin ediyor ki
tanrısal hissi veriyor.
dilediğini/dilediğimi dilenen anda ve şemada yaratabilme gücü,
çok büyük bir keşif, inanılmaz bir tatmin.
içe dönüp baktığım her an daha da büyüyorum sanki.
biraz daha içe dönük kalmalıyım
çünkü içe dönük kaldıkça bir sonraki adımımı planlamaya başladım
yakında içten dışa, dıştan içe sarmalını işletmeye başlayacağım.
heyecanlandırıyor bu beni
zira ikisini bir etmek böyle birşey olsa gerek.
şimdilik bilmiyorum
yakında öğreneceğim
öğrenince anlatacağım.
ps : ikisini bir etmek=spritualizmada erişilmesi amaç olan zirve...
ps2 : hayat güzel :)