7 Haziran 2011 Salı

Karanlık Sırlar...

dünyada yaşayan kim olursa olsun herkesin kendine sakladığı sırlar vardır.
bu sırları içimize ilk gömdüğümüz andan itibaren bizimle birlikte yaşar ve ölene kadar içimizde kalır.
bunlar bizim için "karanlık sırlardır".
bir çok şeyimizi bir çok kişi ile paylaşırız ama karanlık sırlarımız hep bize kalır.
çünkü onları paylaşmaktan utanırız.
karanlık sırları bir yakınımızla paylaşırsak sanki onun bize olan bakış açısı değişecek sanırız.
kendimize sakladığımız sırların bize yakışmadığını düşünüp onları en derinimize bir yere gömeriz.
benim karanlık sırlarım var.... idi...
yaklaşık 2 yıl önce hayatımın en karanlık 2 sırrını hayatımda üstelik bana çok yakın olan
iki dostumla paylaştım. çünkü onların artık karanlık kalmasını istemedim.
ve "dost" dediklerimin bu sırları bilmezse beni yani gerçek beni tanıyamayacaklarını,
beni gerçekten tanımayan insanlara da neden "dost" demem gerektiğini anladığım anda
hemen anlattım onlara en karanlık 2 sırrımı.
hiç sırsız olmak ve öyle yaşamak çok rahat bir şey.
kimseden birşeyi saklamak zorunluluğu olmadan,
o sırla ilgili bir olay olduğunda sır açığa çıkmasın diye binbir şaklabanlık yapma mecburiyeti hissetmeden,
kısacası için dış ile bir olması insana tarifi imkansız bir rahatlık veriyor.
o sırlar içimizden çıkınca oluşan boşluğu da dilediğimiz
başka bir şeyle doldurma lüksümüz de cabası.
ölçmeden biçmeden en karanlık sırrınızı paylaşın.
kimle paylaşacağınıza karar verin ve paylaşın.
paylaşın ki önce kendinize sonra dostunuza karşı tümüyle açık ve dürüst olun.
bunu yapmanızın ardından zorla yaptığınız şeyleri yavaş yavaş yapmamaya başladığınızı
ve bunu müteakip zamanda ise artık neredeyse hiç yalan söylemediğinizi göreceksiniz.
kendine ve çevresine yalan söyleme ihtiyacı olmayan birinin nasıl biri olacağını düşünün,
sadece düşünürken bile kendinizi çok güçlü hissedeceksiniz.
unutmayın önceleri zor ama bir kez adımı attıktan sonra yaşayacaklarınız
hayat boyu sermayeniz olacak...