16 Ağustos 2011 Salı

Az Kaldı...

geçen yıl eylül zamanları
nişantaşı kat otoparkı yanındaki parktan geçiyorum.
orada kara fırının almancası mı fransızcası mı ne bir yer var ya,
geçerken oturdum espresso içiyorum, az ilerimde de kestaneci duruyor.
orta yaşlı göbekli kel amca kestaneciye yaklaştı ve 200 gram kestane istedi
kestaneci göt kadar kese kağıdını aldı ve önündeki tepside bulunan
hazır kestaneleri tek tek incelemeye başladı.
kestaneciyi görsen sanki kök hücreci doktor, neredeyse sevişecek tüm kestanelerle.
sonrasında anladım ki kel amcaya şov yapıyor kestaneci
sanki ona özel seçiyormuş gibi kestaneleri.
kestaneleri kesekağıdına yerleştiren kestaneci önündeki "hasssas" teraziye koydu
kel amca ise soluğunu tutmuş teraziyi izliyor,
ülke olarak var ya hani "herkes bizi düdükler" hastalığımız.
işte kel amcada kazık yememek için teraziye fokus, nefes bile almıyor.
kestaneci tam tartmadan kesekağıdı teraziden aldı ve kel amcaya uzattı.
aman efendim sen misin bunu yapan, bizim kel amca bir anda çıldırdı.
başladı makineli tüfek gibi konuşmaya,
yok efendim doğru tartmamış yok efendim erken almış teraziden falan filan.
kestaneci aman abim olur mu öyle şey, bizde kelek olmaz tadında laflar ediyor
ama kel amca inanmış bir kez kazıklandığına iflah olmuyor.
yerimden kalktım yanlarına gittim ve kel amcaya ;
- ya amca sen neden dellendin? diye sordum
kel amca baksana şu herife kendini akıllı sanıyor, bana eksik tarttığı malı satacak vs dedi.
dedim amca haklısın tam tartmadı ama benim anlamadığım nokta başka
kel amca haklılığın verdiği rahatlıkla bana bakarken
kestaneci nerden çıktı len bu kılçık der gibi baktı.
amca dedim benim anlamadığım nokta kestanecinin malı tam tartıp tartmadığı değil,
tartı işlemini yaparken kullandığı kuş boku kadar ağırlıklar var ya
işte o ağırlıkların üzerinde yazan gramla aynı olduğunu nereden biliyorsun? diye sordum
yani üzerinde 200 gram yazıyorsa acaba o metal parçası gerçekten 200 gram mı?
ben soruyu sordum kel amca direk bağırsak düğümlenmesi geçirmeye başlarken
kestaneci ise tezgah altında acil durumlar için tuttuğu levyeye doğru hamle yaptı.
kel amca ben iki kere kazıklandımmm diye bağıra bağıra giderken
kestaneci bana bakarak;
- istersen buralarda fazla görünme sen... dedi.
eylül geliyor kestaneciler sokağa çıkmaya başlıyor,
eğer illaki sokaktan kestane alacaksanız kendinize kuş boku gramlardan bir set satın alın,
kazıklanmazsınız :)...