12 Ekim 2010 Salı

What If...

amerikalıların dünyaya kazandırdığı nadir güzelliklerden biridir "what if".
nedir what if?
senaryo üretmenin ingilizcesi.
olmayan bir şeyi çıkış noktası olarak alıp what if sorusunu sorup
bunun üzerne yeni bir yapı inşa etme ama düşüncede tabiki.
yani diyelim ki bugün ekmek 1 lira
amerikalı what if diyerek başlıyor ekmeği örneğin 10 lira olarak kabul edip
eğer ekmek 10 lira olursa ne nasıl olur diye düşüncesini kuruyor.
what if benim gibi düşünce tarzı olan insanlar için
eğlenceli bir oyun gibidir.
ben ve benim gibiler devamlı "what if"çilik oynarlar.
what if'çilik oyunu belirli bir süre oynandığında
insana olan olaylara ek bir pencereden bakabilme gücü veriyor.
çoğumuz olan olayın bilinçaltımızda ilk yarattığı etkiyi
baz alarak harekete geçeriz
ancak işin doğrusu o an farklı açılardan olan olaya bakabilmektir
zira o an bilinçaltımızla ezbere baktığımızda
diğer olasılıkları eler, başka bir şey düşünmeyiz.
ama what if'çilik oynarsak o an bilinçaltımızın ezberinin dışında
farklı pencereler pıtrak gibi patlar kafamızda.
hiç unutmuyorum 14 yaşındayım, yer büyükada
oturmuşum bir kenarda hayallerimle başbaşayım
yoldan geçen yaşlıca bir amca durdu bana baktı ;
- düşün düşün boktur işin... dedi
gülümsedim önce ama sonra düşünmeye devam ettikçe
adama içimden asıl senin işin bombok amcaaaa dedim.
geçen hafta sonu oğlumla 2 dolu dolu gün geçirdim.
çocukların düşünce yapısını anlamak için
en güzel yolun what if'çilik oynamaktan geçtiğini anladım bir kez daha.
beyinsel elsatikiyet sağlamak hem bedene hem ruha çok şey katar.
o yüzden korkmadan çok düşünerek what if oyunu oynayın.
kendi kendinize senaryolar yaratın
kısa bir süre bunu yaptıktan sonra
düşüncelerinizdeki zenginleşmenin farkına varacaksınız...
not : bazı yazılarımdaki ana fikirlerin açılımını geniş yapmadığıma dair
bazı arkadaşlarımdan eleştiri geldi.
onlara da tavsiyem what ifçilik oynayın :)