23 Mart 2010 Salı

Cılkını Çıkarmak...

Orta direğin biraz üzerinde,
Zenginliğin epey altında arada bir yerlerde sıkışmış
maddi durumu olan biriyim.
bu maddi durum bana bu şehirdeki "iyi" sayılan restaurant, gece kulübü vesaire yerlere gitmemi sağlıyor.
son bir kaç senedir bu tip mekanlara giden insanların ne kadar da yalandan maske taktıklarını görüyorum.
ulan lokantaya girmeden önce ana avrat küfür eden, cahilce konuşmalar yapan tipler o yerlere girdikleri
andan itibaren bir değişiyorlar bir farklılaşıyorlar inanılmaz...
bir çifti örnek alalım mesela cumartesi akşamı bir grup arkadaş ile bir yerde yemek yiyecek olsunlar
bakın neler oluyor;
önce mekana gelme faslı var
mekana yaklaşırken arabada kadın aynaya bakıp nasıl göründüğünden başka bir halt düşünmezken
arabayı kullanan erkek ise mekanın yakınına geldiğinde arabasını güvenle teslim edecek vale'yi arar gözleri ile
arabadan bir inişleri var sormayın gitsin, sanırsınız ki bu ikisi sanki kanser ilacını bulmuşlar, bir hava bir hava ufffff uçuyorlar
kapıdaki vale ile muhatap olunmaz hatta yüzüne bile bakılmaz arabadan indikten sonra.
mekandan içeri ilk giriş;
mekan şefi bunları karşılar merhaba falan der ama bizim çift yine burnundan kıl aldırmaz onu da görmezden gelir.
üstelik bir de hava yapışmıştır artık üstlerine
nedir o "hava"?
bizim zaten randevumuz var bunu bize sorman bile lüzumsuz havası
neyse ilk imaj sınavını geçtikten sonra arkadaşlarının beklediği masaya gelirler veeeee
masadan bir kıyamet kopar:
naaaaaberrrrrrrrrrrrr
ıyyggg uyuz oluyorum buna
naaaberrrrrrrrrrrrr
saniyeler sürer bu naber
sanki daha uzun söyleyen şampiyon olacak.
özellikle kadınlar masadaki herkesi görmüş olmasına rağmen herkesi tek tek öper (bu öpüjeeemmm olayını da hiç anlamıyorum ya neyse)
bir sonrakini öpmek için yanaştığında kadının yüünde öyle bir ifade vardır ki sanki karşısındakini 10 yıldır görmemiş...
aaaaaaaa bilmemkim naberrrrr güzelimmmm nasılsınnnn
binbir bitmez naberrrrrin peşinden masaya yerleşirler
ve kadınlar saniyesinde car cara başlar
erkekler o anı çoğunlukla menüye bakmakla geçirir
garson gelir sipariş için hazır olup olmadıklarını sorar
sadece masadaki erkekler buna hazır olduklarını belirtir
kadınların umurunda bile değildir o an sipariş mipariş
erkeklerin içinden biri artık sipariş verilmesi gerektiğine karar verir
ve siparişlerini vermeleri için kadınları organize etmeye çabalar.
işte sinir anı bölüm 2 orada başlar
çünkü bütün kadınlar önce kendi aralarında daha sonra ise eşlerine "sen ne yicennn" diye sorarlar
dünyadaki en anlamsız sorulardan bir tanesidir bu.
sana ne kardeşim o ne yiyecekse
sen ne yiyeceğine baksana
amaaa yokkkkk kadında doğal bir muhtarlık var ya illa bilecek kim ne yiyecek diye
sanki ben kaşarlı tost istesem o da yiyecek.
yahu zaten ne yiyeceğin belli kendi kafanda olayı bitirmişin ne gereksiz bir konuşmadır bu be
veeeee geliyoruzzzz bitirici lafa
işte bu laf son yıllardır nereye gidersem gideyim özellikle kadınlar tarafından kullanılıyor
ve beni fitil ediyor
kadın garsona siparişini aynen şu şekilde veriyor;
ben bir bilmemne salatası RİCA EDEBİLİR MİYİM?
ya bu ne beeeeee
çıldırmak istiyorum bunu duyduğumda
ne demek ulan rica edebilir miyim?
garsona kendisinden bir şey rica edip edemeyeceğini niye soruyorsun?
yiyeceğinin parasını ödemiyormusun sen kardeşim?
o halde neden rica edebiliyor musun?
peki bu yalancı rica edebilir miyim in altında gerçekte ne yatıyor hiç düşündünüz mü?
ben anlatayım
şimdi kadın bir kere umuma açık her yerde kendini sınavda sanıyor.
önce masadaki kadın arkadaşlarına,sonra masadaki erkeklere ve son olarakta garsona karşı
ne kadar yumuşak konuşursam beni o kadar asil görürler diye konuşmasına sonuna kadar ve her kelimesi ile dikkat ediyor
ve garsona rica edebilmenin kendisini arkadaşları ve çevresinde "sosyete" gösterebileceğini sanıyor.
bir akşam bir yemekte masamızdaki bayanlardan biri bunu söylediğinde sordum
bu soru ne anlama geliyor diye,
masadaki tüm bayanlar anında konuyu değiştirdiler.
anladım ki onlara göre asil veya sosyete sayılabilmenin yolu YALANCILIKTAN geçiyor.
olmadığın gibi davranırsan
olmadığın gibi konuşursan
YALANCISIN demektir
herşeyde olduğu gibi bu işinde cılkını çıkarmakta üstümüze yok.
git lokantaya ver siparişini ye yemeğini öde paranı yürü git
oradaki garsona ve diğer kişilere yalakalık yapıp başkalarının gözünde "sosyetik" görünmenin altında yatanı niye hiç düşünmezler?
nedendir bu herkese naberrrrrrrrrrrrr yalakalığı?
ben nedinini biliyorum da sen biliyor musun?
çevrene kendini şirin göstermek için 2 sebebin vardır
ilkini yazdık : olduğundan daha önemli biri olduğuna karşındakini inandırmak
peki ikincisi?
içinde olduğundan farklı bir kişiyi oynamanın sebebi nedir?
onu da başka bir sefer yazarım...

2 yorum:

  1. buna yorum yazmistim ama gitmedi sanirim, itiraf edeyim cok guldum taa yalanci kelimesini gorene dek.. bana biraz agir geldi, ama gozumde bir masa ve oturan yuzler canlandi, guldum yani cok guldum hemde...

    YanıtlaSil